Şubat 26, 2010

'I am Nobody'

Geçenlerde gene oturmuşum boğazın karşısına, bi yanda diyorum bu köprüden atlayarak ölmek acaba çok duygusal bi ölüm mü? Kanat taksam kendime uçsam ‘İstanbul Kanatlarımın Altında’ diye bağarsam Hazerfen Ouz olsam, olamazsam da böle hayat olmaz olsun zaten mantığıyla kanatlarımla guya bi melek silueti olarak ölsem.yaşamıma ilginç bi son olur dedim kendi kulağıma.Sonra aklıma intihar geldi, hayatta herkes intihar etmeyi düşünmüştür, öle olmasaydı insan olmazlardı diye bi söz geçiyordu kitabın birinde.Galiba doğru demiş bu adam dedim...
Öff, yazıya komik bi intro yapıyım dedim, intihara geldim, öhh bana.Ama Boğaz deyince insanın aklına nedense intihar geliyor, ne kadar feci.Boğaz falan yoktu yalandı, hatta metrodaydım o özgürlük havası yoktu, forum istanbul durağında tipik türkçe rap ve metallica t-shirtlü gençler, apaçiler iniyor biniyor, liseli kızlar gülüşüp duruyor ve ben kulaklığım ve ciddi duruşumla kendimi bi bok zannetmenin zirvesinde hepsinin bana bakıp bişeyler düşündüğünü hayal ediyordum.O esnada aklıma geçen pazarki asker uğurlama törenimiz geldi.Orda benimle birlikte ilkokul ve mahalle arkadaşlarım vardı ağlaştık falan, daha demin üniversitedeki arkadaşlarımdan ayrılmıştım, telefonda liseden bi arkadaşımla yarın buluşalım konulu bi mesajlaşma trafiğindeydik.Az sonra eve gidecektim annem-babam naptın dicekti, sonra msnde, forumlarda tanıştığım arkadaşlarımla konuşacaktım.Hayatımda bi sürrü insan topluluğu vardı ve tüm bu grupların karşısında ben hep ayrı bi ouzdum galiba.

Daha doğrusu belli başlı kişisel özelliklerim değişmiyodu tabi.Her zaman rahatım, bağarırım, gülerim, güldürürüm falan filan fişmekan devam eder bunlar.Ama farklarım ayrıntılarda gizli.Her grupta aslında farklı tanındığımı düşünüyorum.Ya da ben kendimi farklı gösterdim.Ama dandik bişey bu, kişiliğimi bölünmüş, ruhumu kirlenmiş hissediyorum, atın beni denizleree, yalan dünya size kalsıııınn.Artık standart ouz olcam, karar alıyorum.
Bunların hepsi aklıma Charles Manson’ı getirdi.Hani ‘Helter Skelter’i dinleyip roman polanskinin eşini öldüren falan seri katil.Buna diyolar lütfen bize kim olduğunuz hakkında bir cümle söyleyin.Garip garip hareketler yapıp ‘I am nobody’ diyo.Yanlış anlaşılmasın yalnız kendimi Manson’la bağdaştırmıyorum ama yeni tanıştığım birine güneyde seri katillik yapıyorum demek düşüncesi de komik geliyo he, güneynere derse de antalya derim.
Neyse, aslında bunların hepsini düşünmemi sağlayan geçenlerde okuduğum kitabın kapağındaki ‘İnsanın bir tek ve hep aynı yaşamı yoktur.Peşpeşe eklenen birçok yaşamı vardır ve çektiği acıların nedeni de budur.’ cümlesiydi.Düşündürücü...

Charles Manson için bıyrın link..

Şubat 25, 2010

Ortalama Japon Olmaca-2

3 ay olmuş ilk girdinin üstünden, 3 ayda ilerleyemedim bi arpa boyu..Helal lan japonlara..

3)Dorian Gray'in Portresi, Oscar Wilde
4)Yanılsamalar Kitabı, Paul Auster
5)Dönüşüm, Franz Kafka

Gel Gelelim Ruhlar Dünyasında Yaşamıyoruz

Ne derler buna bilmiyorum, galiba maddeyle aranda bağlar kurmak oluyo.Ben 5 yıllık telefonum ve 256 mblık mp3ümle aramda bi sevgi bağı oluşturdum.Hade len, paraya kıymıyosun diyen saplar çıkabilir, diyin ulan, seviyorum ben o camı olmayan telefonu.Bu telefon çalındı geri geldi, ne biliyim tüm lise hayatım bunla geçti, binlerce resim video çektim -hakkaten ne güldüm ben onlara ya-.Ulan, ben bu telefon sayesinde yaşadım en mutlu anlarımı, vay anasını var ya ne mesajlar attım ben ondan, unutamam ekranına gelen 1 msj alındı yazısını.Kapağının, camının olmamasının, tuşunun bozulmasının bile hikayesi var.
Mp3 player değişmeli aslında, müzik çok garip hüzünlü bi anında dinlersen bi melodiyi hep o hüznü anlatıyor sana o şarkı.Mesela ‘Erdal Eren’le ilgili bi şarkı var, cunta munta darbeyle ilgili şeyler geçiyor, o şarkıyı ilk dinlediğimde kafamı boşaltmaya çalışıodum çok üzgündüm, artık ne zaman dinlesem böle arabesk bi şarkıya dönüşüyo o sözler o müzik.Aslında saroş olup denize düştüm o mp3lede bozulmadı falan.Ulan nostalji fışkırıyor her yandan.Ben bunları var ya ‘Ouz Müzesi’ yapıp oraya koycam, evet çok iyi fikir, belki tarihe geçmeyi başarırsam hayalimdeki gibi, gelip ziyaret edip bakarsınız...

Bi Zeka Ürünü Olarak Richie Rich



İsme bak bi kere richie rich :) Bu çizgi filmi bilirsiniz, zengin bi çocuğun maceralarıdır hededir hödödür. Ama süper bi abartı vardı bu çizgi filmde ve nedense benim çok hoşuma gidior o abartı.Kelimenin tam anlamıyla ‘piç’in önde gideniydi bu richie, havuzu vardı dolar işareti şeklindeydi aq, bahçede kuşu vardı yuvası triplexti J köpeği vardı adı ‘Dolar’ dı, dalmaçyalı köpekti ama üstündeki siyah lekeler $ sembolü şeklindeydi yuh, evinde mcdonaldsı vardı, bi de evinde görüşme yapmak için şehirlerarası hat kullanılıodu o kadar büyük, jeneriğinde sonda bir para resmi geliyordu üstünde richienin resmi var ve paranın değerini yazıyorum zillyon dolar, (bkz:oha) kapitalizm diyip geçiyorum..