Şubat 25, 2010

Gel Gelelim Ruhlar Dünyasında Yaşamıyoruz

Ne derler buna bilmiyorum, galiba maddeyle aranda bağlar kurmak oluyo.Ben 5 yıllık telefonum ve 256 mblık mp3ümle aramda bi sevgi bağı oluşturdum.Hade len, paraya kıymıyosun diyen saplar çıkabilir, diyin ulan, seviyorum ben o camı olmayan telefonu.Bu telefon çalındı geri geldi, ne biliyim tüm lise hayatım bunla geçti, binlerce resim video çektim -hakkaten ne güldüm ben onlara ya-.Ulan, ben bu telefon sayesinde yaşadım en mutlu anlarımı, vay anasını var ya ne mesajlar attım ben ondan, unutamam ekranına gelen 1 msj alındı yazısını.Kapağının, camının olmamasının, tuşunun bozulmasının bile hikayesi var.
Mp3 player değişmeli aslında, müzik çok garip hüzünlü bi anında dinlersen bi melodiyi hep o hüznü anlatıyor sana o şarkı.Mesela ‘Erdal Eren’le ilgili bi şarkı var, cunta munta darbeyle ilgili şeyler geçiyor, o şarkıyı ilk dinlediğimde kafamı boşaltmaya çalışıodum çok üzgündüm, artık ne zaman dinlesem böle arabesk bi şarkıya dönüşüyo o sözler o müzik.Aslında saroş olup denize düştüm o mp3lede bozulmadı falan.Ulan nostalji fışkırıyor her yandan.Ben bunları var ya ‘Ouz Müzesi’ yapıp oraya koycam, evet çok iyi fikir, belki tarihe geçmeyi başarırsam hayalimdeki gibi, gelip ziyaret edip bakarsınız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder